Jump to content

ATATÜRK Köşesi


Önerilen İletiler

gönderildi
gönderildi
gönderildi
gönderildi

 

gönderildi (düzenlendi)

Naçiz vücudu toprak, fikirleri aklımızda hür ve berrak. İyi ki varsın paşam. Özlemle. 

tarihinde C3ycey tarafından düzenlendi
gönderildi

  

084f5e9bdc98af9158039dc163d1d6e4.jpg.04541b9943acd1994742ef45b8aae471.jpg

 

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

   Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

   Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

  • Beğen 1
  • Teşekkürler! 1
gönderildi (düzenlendi)

CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP YÖNETİM KURULUNDA KONUŞMA

(22 Kasım 1924)


"Efendiler, Sizi çok ehemmiyetli bir mes'eleye karar vermek için topladım. Memlekette menfi tahrikat son haddini bulmuştur. İstanbul matbuatı, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının dini siyasete alet eden propagandası, şurada burada sinmiş olan mürtecilere cesaret vermektedir. Yer yer Cumhuriyet idaresi aleyhine ağır isnatlar ve iftiralar yapılmaktadır: "Din elden gidiyor, aile hayatımız, binlerce yıllık an'anelerimiz birbiri ardınca yıkılıyor, bu gidişle Garp medeniyetini alacağız diye dinimizden olacağız” yolundaki propagandaların tesirsiz kalacağını sanmak budalalık olur. Benim görüşüme göre yakın bir Zamanda mukabil bir ihtilal ile karşılaşmamız mümkündür.

"Mevcut kanunlar, inkılaplarımızı ve henüz çok taze olan Cumhuriyetimizi korumaktan âcizdir. Hele, Birinci Büyük Millet Meclisinin dağılışı sırasında, Abdülkadir Kemali Bey'[8]in Meclisçe kabul olunan (Masuniyet-i Şahsiye Kanunu) [9], icra organının ve emniyet kuvvetlerinin elini kolunu bağlamıştır. Rabıta kuvvetlerimiz, suçlunun yakasına sarılamıyor. Bunu yapabilmek için bir sürü kanunî formalitelere lüzum hissediliyor. Bu hâl, fesatçılara cesaret vermektedir.

“Biz büyük bir inkılâp yaptık. Memleketi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük. Bir çok müesseseleri yıktık. Bunların binlerce taraftarı vardır. Fırsat beklediklerini unutmamak lâzım. En ileri demokrasilerde bile rejimi korumak için sert tedbirlere müracaat edilmiştir. Bize gelince, inkılâbı koruyacak tedbirlere daha çok muhtacız- Bu itibarla, vaziyeti Başvekil ile tetkik ettik. İsmet Paşa, ufukta görünen tehlikeleri önlemek için icra organını ve zabıtayı takviye eden bazı kanunî tedbirlere müracaatın zarurî olduğu kanaatindedir. Sizleri bunun için topladım. Soruyorum size, büyük tedbirler alınmasına taraftar mısınız? Büyük Millet Meclisi, bu kanunları kolaylıkla kabul eder mi?”

Konuşmanın bundan sonraki bölümüne geçmeden önce, Avni Doğan şöyle demektedir: “Ortalığı sükûnet kapladı. îlk önce kim konuşmaya başhyacaktı? Gazi Mustafa Kemal, Paşa, bir müddet bekledikten sonra, kendisine en yakın koltukta oturan Pirinççizade Feyzi Bey’e yöneldi: “Feyzi Bey, ne düşünüyorsunuz ? Açık ve samimî konuşmanızı istiyorum", dedi. Halk Partisi İdare Kurulunun bütün üyeleri düşüncelerini söylediler. Konuşmalar iki nokta etrafında toplanmakta idi:

1) — Memlekette olağanüstü tedbirlere lüzum yoktur, ortalık gül gülistandır,

2) — İnkılâbı korumak için tedbirler almaya lüzum yoktur. Devrimler milletçe benimsenmiştir. Çoğunluk bu türlü tedbirlerin lüzumsuzluğu etrafında toplanmıştı. Gazi Mustafa Kemal, elindeki kâğıt bıçağını yavaşça masanın üzerine bıraktı ve gülerek:

“Arkadaşları dinledim. Benim burnuma barut ve kan kokusu geliyor. İnşallah ben aldanmışımdır. Ali Fethi Bey de memleketin normal şartlar içinde idare edilebileceğine inanmaktadır. Bugün Başvekil İsmet Paşa istifa edecek, yeni kabineyi Ali Fethi Bey kuracaktır. Müzakeremiz mahrem kalsın.”
wallpaperflare.com_wallpaper.jpg.93d6f6271aba99b47a69602f7c65faa8.jpg

 

tarihinde imehmettech tarafından düzenlendi
gönderildi

 

gönderildi
gönderildi

Bir toplantı sırasında; "Efendim, sanatçı misafirlerimiz müsaadelerinizle elinizi öpüp ayrılmak istiyorlar" diyen yaverine:

Ne münasebet! Olur mu öyle şey?! Sanatçı el öpmez! Bilakis, sanatçının eli öpülür!

 

Görüşmeye katıl

Şimdi yayınlayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Bir hesabınız varsa, şimdi oturum açın.

Misafir
Bu konuyu yanıtla

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Biçimlendirmeyi Temizle

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömüldü.   Bunun yerine bağlantı olarak görüntüle

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    • Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Terms of UseGizlilik Politikası