Jump to content

Red Dead Redemption 2


Önerilen İletiler

gönderildi

RDR2, 2018'de çıktı. Şimdi bu detaylara ve kaliteye bakacak olursak, acaba 2025 yılında çıkması planlanan GTA VI oyununda nasıl detaylar bizi bekliyor. Cidden çok merak ediyorum.

gönderildi

Bana göre oyun tarihinin gelmiş geçmiş en iyi üç oyunundan birisi. Oynanışı, karakterleri, müzikleri ve açık dünyasıyla belki de en iyisi olabilir. Ana hikayeyi bir çırpıda bitirmek yerine yan görevleri de yaparak ilerleyin, oyunun sonlarında ne demek istediğimi anlarsınız.

gönderildi

Efsaneler efsanesi..

gönderildi

Harika ötesi bir oyundur, tek kelime ile muhteşem bir şaheser.Oynamayan varsa mutlaka bu başyapıtı deneyimlemesi gerekiyor. Arthur Morgan... Van Der Lindes most trusted associate. 

gönderildi

RDR 2 oynayana kadar Witcher 3'ü yere göğe sığdıramazdım. Yazı bu kadar.

  • 4 hafta sonra...
gönderildi

Herkes eski zamanlarda Arthur Morgan olmak ister. 🤠

  • 2Ay Sonra...
gönderildi (düzenlendi)

Normal bir oyunu bitsin diye oynarsın bitirme amacı güdersin fakat rdr 2 bitmesin diye çaba gösterdiğiniz bir oyun

tarihinde lLastorosa tarafından düzenlendi
gönderildi

Oysa bir an ansızın RDR2 Vice? 

  • 2Ay Sonra...
gönderildi

Arada Online platformuna girip etrafta gezindiğim oyundur, ötesi yok...

gönderildi (düzenlendi)

Dutch van der Linde: İdeallerden Çöküşe Giden Yol

 

Red Dead Redemption serisi, derin karakter gelişimiyle öne çıkıyor ve Dutch van der Linde, bu serinin belki de en karmaşık karakteri. Başlangıçta, idealist bir lider, özgürlüğü ve adaleti savunan bir adam olarak tanıdık onu. Ancak, Dutch’in hikayesi bir iyi adamın kötüye giden yolunu anlatıyor. En başında gerçekten inandığı bir şey vardı: Birlikte güçlü olacağız, özgür olacağız. Ama yolculuğu, zamanla hem kendi içsel çatışmalarının hem de dış dünyadan gelen baskıların etkisiyle kararmaya başladı.

 

“I gave you all I had, all of you!” - Dutch’ın Çöküşü
 

 

RDR2’nin sonlarına geldiğimizde, Dutch’ın içindeki liderlik gücü tamamen sarsılmıştı. Kamp çökmüş, arkadaşları ona sırtını dönmüş, Arthur ve John’un sadakati giderek zayıflamıştı. O noktada, Dutch’ın son çırpınışlarından biri, Arthur’a haykırdığı bu meşhur cümle oldu:

 

“I gave you all I had, all of you!”

 

Bu cümle, Dutch’ın çöküşünün simgesidir. Zamanında ona inanan, onu izleyen insanlar, artık ona sırt çevirmişti. Ama bu, sadece bir savunma değildi, aynı zamanda bir teslimiyetin ifadesiydi. Dutch, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı—ama her şeyin nasıl ve neden bozulduğunu anlamadan, kontrolü kaybetti. Bu noktada, içsel çatışmaları ve hataları bir araya gelerek onu tamamen tüketti.

 

Ve ardından, Arthur’un ölmeden önce ona söylediği son sözler:

 

“I gave you all I had.”

 

Dutch, bu sözleri duyduğunda, bir an gerçekten fark etti. Ama artık çok geçti. Kelimenin tam anlamıyla bir şeyleri kaybetmişti, ama o an bile, içindeki liderliğin son kırıntıları, onun doğruyu yapmaya yetmedi. Bir şeyleri düzeltme çabası, ancak daha fazla hata yapmasına yol açtı. Ve ilk kez, “Ben… Ben…” diyerek sustu. Dutch, iyi adam olmayı çok isteyen ama yolları kaybolmuş bir adam olarak, sadece sessiz kaldı. İçsel boşluğunda, kaybolan ideallerinin ağırlığı altında eziliyordu.

 

Micah’ı Öldürürken: İntikam mı, Son Bir Çabamı?

 

Micah’ın öldürülmesi, aslında Dutch’in karakterindeki çöküşün en dramatik anlarından biridir. RDR2’nin sonunda, John, Dutch’a neden burada olduğunu sorar. Dutch, çok basit ama çok önemli bir şekilde yanıtlar:

 

“Seninle aynı sebepten buradayım.”

 

Burada Dutch, aslında Micah’ı öldüreceğini daha en başından belli eder. O an, Arthur’un intikamını almak bir anlamda Dutch’ın son çabasıydı. Ama bu, bir zafer değildi, çünkü artık gerçekten bir şey kazandığını hissedemezdi. O kadar ileri gitmişti ki, kendi vicdanı ve kaybolan idealleriyle yüzleşme zamanı gelmişti.

 

Micah vurulduğunda, Dutch’ın Arthur’un intikamını alması, kendi içindeki kaybolan idealin, kendi kurduğu düzenin son bir çırpınışıdır. Ama bunu yaptıktan sonra, bir şey daha fark etti: Geçmişiyle artık yüzleşmiş olsa da, her şeyin yıkılması geri alınamaz bir noktaya gelmişti. Bu, yalnızca son bir çözülmeydi.

 

Dutch, John’a bakarak hiçbir şey söylemeden gitti. Sessizce ve derinden. Çünkü ne söylese bir anlamı olmayacaktı.

 

“Ben… Ben…”

 

Dutch’ın Ölüm Sahnesi: Son Bir Bağ

 

 

 

Dutch’ın ölümü, Red Dead Redemption 1’nin en trajik ve en anlamlı anlarından biridir. Ancak bu sahne, sadece Dutch’in sonunun başlangıcı değil, aynı zamanda John’un ona duyduğu derin saygıyı ve sevgiyi de açığa çıkaran bir an.

 

Dutch, John’a “Bir plan yaptım” dediğinde, John’un verdiği cevap “Her zaman bir planın var” aslında çok derin bir anlam taşır. Bu cümle, John’un hala Dutch’ı sevdiğini ve ona derinlemesine saygı duyduğunu farkında olmadan gösterdiği bir andır.

 

Sonrasında Dutch, silahını atar ve John, silahını indirip kılıfına koyar. Bu hareket, John’un içindeki karışık duyguları yansıtır. Dutch, ona her zaman rehberlik etmiş ve onu büyütmüştür. Ve son bir kez Dutch’ın söyledikleriyle John’u gelecekte bekleyen tehlikelere karşı uyarmaktadır.

 

Dutch’ın bu son hamlesi, aynı zamanda bir uyarıdır: “Gerçekten özgür olamayacağız. Her şeyin bedelini ödeyeceğiz.”  Bu, sadece bir liderin düşüşü değil, aynı zamanda bir arkadaşın ve öğretmenin son veda anıdır.

 

İyi Bir Adamın Kötüye Gidişi
 

 

Dutch van der Linde’nin hikayesi, iyi bir adamın kötüye gidişinin trajik bir öyküsüdür. Başlangıçta, birlikte özgürlük peşinden giden, doğru bildiği için savaşan bir liderdi. Ama zamanla, kararları, yalanları, hataları onu içine hapseden bir labirente dönüştü. İdeallerin peşinden gitmek yerine, kendi hatalarını düzeltmeye çalışan bir adam haline geldi.

 

Arthur’un ölümünden sonra, “Ben… Ben…” diyerek sustu. Micah’ı öldürürken “Ben… Ben…” diye sayıklayan John'a sadece bakarak, hiçbir şey söylemeden yürüyerek gitti. O anlar, Dutch’in artık kaybolmuş bir adam olduğunu, içindeki iyiliği ve liderliği son bir defa hissetmek için yaptığı çabaların boşuna olduğunu anlatıyordu.

 

Micah öldü, Arthur öldü… Ama Dutch? Dutch hala hayatta. Ve en büyük cezası, ölü olmayan bir yaşamın acısıydı. Ne zaman doğru bir şey yapmaya kalksa, daha da batıyordu. Çünkü geriye dönüp bakınca, hepsi sadece birer hataydı.

 

Benim için her zaman çok ayrı bir yeri olacak, muhteşem bir hikaye. 

tarihinde akinakitsune tarafından düzenlendi

Görüşmeye katıl

Şimdi yayınlayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Bir hesabınız varsa, şimdi oturum açın.

Misafir
Bu konuyu yanıtla

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Biçimlendirmeyi Temizle

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömüldü.   Bunun yerine bağlantı olarak görüntüle

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    • Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Terms of UseGizlilik Politikası